BİRLEŞE BİRLEŞE KAZANACAĞIZ

Yaşanan olağanüstü gelişmeler karşısında partimizin uğradığı saldırılarla birlikte ülkemizin içinde bulunduğu ağır ekonomik, siyasi ve sosyal krizi dikkate alarak bu süreci sağduyu ile yönetmemiz birleşe birleşe aşmamız birleşe birleşe kazanmamız gerekiyor.

Milli mücadele tarihinin en zorlu zamanlarında dahi demokratik teamülleri ve süreçleri ısrarla sürdüren Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi Cumhuriyet Halk Partisi’ne yakışan, partimizi gönülden birleştirecek demokratik süreçleri uygulamaya almaktır.

CHP, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran partidir; kötücül oyunlar, kumpaslar, yersiz ve haksız iddialar tırnağına bile zarar veremez. Cumhuriyet Halk Partisi’ne ancak ve ancak bir asırlık kurumsal birikiminden uzaklaşmak, en zor koşullarda dahi demokratik süreçleri işletmemek, farklılıklarımızla birleşmenin, gönülden birleşmenin koşullarını yaratmamak zarar verebilir. Biz, tek adam partisi ve tek adam iktidarı karşısında çoğulcu dilimizle, katılımcı ve yapıcı demokrasi anlayışımızla, ifadelerin özgürce dile getirilmesiyle, kişilerden ve kişisel ihtiraslardan bağımsız yeniden tek vücut, tek bilek, tek yürek olma özleminin sesi olacağız.

Biz CHP’liler, tasada ve kıvançta ortak olan büyük bir aileyiz. "Benim gibi düşünmüyor" diye ihraç etmek yok. "Bana benzemiyor" diye kin beslemek yok. "Benden olmuyor" diye tasfiye etmek yok! En doğru yol senin yolun, benim yolum değildir; en doğru yol Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yoludur! Ve bu yolda yürüyenlerle birleşerek büyümek, bu çatı altındaki herkesin boynunun borcudur.

Amasız, fakatsız, net bir şekilde ifade ediyoruz: Bugün iktidarın siyasi esir olarak Silivri Cezaevi’nde tuttuğu Ekrem İmamoğlu’nu geri alacağız. İktidarın siyasi saikle gözaltına aldığı, tutukladığı partililerimizi, başkanlarımızı, bürokratlarımızı, gençlerimizi, yolumuza yoldaş tüm insanlarımızı geri alacağız.

İktidarın, bir avuç kötücül bürokratla korku imparatorluğuna döndürdüğü devletimizi, anayasal düzenin teminatı olduğu kuruluş ayarlarına geri döndüreceğiz. Biz Cumhuriyet Halk Partisiyiz! Bu devleti kuran parti biziz ve bu devlet, tüm hücrelerine kadar egemenliğin kayıtsız şartsız milletimize ait olduğu bir yapıdır. Egemenliğimizi de demokratik irademizi de Cumhurbaşkanı adayımızı da yol arkadaşlarımızı da geri alacağız!

Türkiye’miz, kurulduğu günden bu yana en ağır buhrandan geçmektedir. Ülkemiz maalesef ekonomik iflasın eşiğindedir.

Nüfusun üçte ikisi, gıda alırken zorlandığını beyan etmektedir. Toplumumuzun yüzde 70’i, adalete güvenilemeyeceğini ifade ediyor. Halkımızın yüzde 80’i, uygulanan ekonomi politikalarını başarısız buluyor. Her yıl yaklaşık 100 milyar doların üzerinde dış ticaret açığı veriyoruz.

Sınır güvenliğimiz, karada ve denizde zaafa uğramış durumdadır. Milyonlarca sığınmacı ülkemizin sosyal dengesini bozmuş, demografik yapısını değiştirmiştir. Ekilen tarım alanı miktarı, 1960 yılının da gerisindedir. Demokratik standartlarımız, dünyada üçüncü lig düzeyine gerilemiştir. Yolsuzluk, umutsuzluk ve çürüme, sosyal dokumuzu adeta çökertmiştir.

Mevcut iktidarın ürettiği bu durumdan çıkışın tek formülü, kurucu değerler üzerinden Türk milletini yeniden bir araya getirecek ve yeni bir başlangıç için ikna edecek olan CHP iktidarıdır.

Siyasi sorumluluk almak ve iktidara gelebilmek açısından mevcut koşulların, partimizin yüzde 41,38 oy aldığı 1977 seçimlerinden çok daha elverişli olduğunu tespit etmek gerekir.

Ülkemizi ve insanımızı ayağa kaldırmak, nefes aldırmak, yeniden üretir, geleceğe inanır ve umut eder hale getirmek sorumluluğu kurucu irade olarak CHP’dedir.

Yaşanan her soruna köklü ve sürdürülebilir çözüm önerilerini hayata geçirme yükümlülüğü de CHP’nindir.

İktidara gelmek için yüzde 50’yi aşmak gerektiği açıktır. İktidar değişikliği ile yeni bir sayfa açılması, demokratik standartların yükseltilmesi, adalete güvenin tesis edilmesi, çağın gereksinimlerine uygun bir eğitim sisteminin uygulanması, üretimi ve ihracatı artırıcı yeni koordinasyonlar ve etkili bir teşvik sistemine geçilmesi, ağır bütçe açığı sorununun çözülmesi, CHP’nin verimli, çalışkan, üretken bir iktidar teşkil edebilmesi, Türkiye için bir beka meselesidir.

Ulusal güvenlik ve dış politika konuları, Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurumsal birikimi ile ele alınmalı, devlet kurumları ile iktidar ayrıştırılarak değerlendirilmelidir. Azerbaycan, Suriye, Mavi Vatan, kıta sahanlığı, Boğazlar, Rusya-Ukrayna savaşı ve enerji nakil hatları gibi konular, ulusal çıkarlarımız doğrultusunda değerlendirilmeli, CHP’nin devlet aklıyla üretilen politikaları ön plana çıkarılmalıdır. Biz, CHP’nin kurumsal birikiminden gelen ortak aklı, şartlar ne olursa olsun uygulamaktan asla ödün vermeyeceğiz.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu, emperyalizme karşı halkların ortak mücadelesinin sonucudur. "Türk Ulusu" kavramının, her türlü etnik ve antropolojik tasniflerden ayrı tutularak inşası ve buna bağlı olarak ulus devletin inşası, bu coğrafyada emsali olmayan bir başarıdır. Hiçbir etnik topluluğun kimliği inkâr edilmez ancak etnik kökeni ne olursa olsun tüm yurttaşlarımız Türk Ulusu’nun bir parçasıdır.

AKP’nin yaptığı gibi, bir araya gelinen her topluluğa etnik ve mezhepsel isimlerle hitap edilmemeli, hepimizin ortak şemsiyesi olan "Türk Ulusu" kavramının kullanılmasından çekinilmemelidir.

Anadolu’nun bütün potansiyelini ayağa kaldırmak harekete geçirmek için, Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu’nu esaretten kurtarmak için, Cumhuriyet Halk Parti’mizin bu olağanüstü süreçleri demokratik teamüllerden ödün vermeden yönetmesi için, Türkiye’mizi kurucu değerlerimiz üzerinden yeniden inşa etmek üzere vazifeye atılmak için, içinde bulunduğum şartların sıkıntılı yanlarını önemsemeden, 33 yıllık siyasi tecrübemi ve birikimimi partimin ve ülkemin hizmetine sunma cesaretiyle Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Adaylığımı açıklıyorum.

Birleşe birleşe kazanacağız!